sss
ssk
.
ssk
.
Hakikat İspatlanabilir Olan Değildir;
Hakikat Kaçınılmaz Olandır...
Hakikat Kaçınılmaz Olandır...
Bekleme yapma..!
Bekleme yapma..!
6-7 ay boyunca günde 10 saat ders çalışayım bazen de 11, ama bu çok eğlenceli gelsin ve hiç sıkılmayım
zaman su gibi geçsin ama aynı zamanda yaşım da ilerlemesin, sabitlensin
ha bi de bu süreçte aşırı düzenli spor yapıp yoga master falan olayım
Allah'ım çok sıkılıyorum






7 Mart olsun ama ben o gün 7 Mart olduğunu unutayım.
Umut.
occasio praeceps
Hocam siz ayda kaç nöbet tutuyosunuz

Umut.
Ben lafını çok yapıyorum yoksa bence çokta değil aslında 7-10 arası degisiyor

occasio praeceps
Neyse çok da az değilmişArchangel3 yazdı: ↑22.02.2021 - 20:31:08Ben lafını çok yapıyorum yoksa bence çokta değil aslında 7-10 arası degisiyor![]()

Umut.
Eğitim Sistemi Düzelsin İstiyorum.
Hiç bir Meslekdaşımın bilgisizlik yüzünden kendisini ezdirmek zorunda kalmayacağı bir düzen istiyorum.
Öncelikle bildiklerinizi unutup sizi olması gereken hakkında düşünmenize yönlendireceğimi belirtmek isterim:
Tıp Fakültesinden 2,63 diploma notuyla mezun olmuş bir Doktorum.
Bu not benim bilgi düzeyimi belirten bir not olsaydı %65 de denk gelirdi ve %35 bilgiyi hiç öğrenememiş olduğumu ifade ederdi.
Peki gerçek bu mu?
Hepinizin bildiği gibi gerçekler daha acı:
Çünkü çan eğrisiyle bize verilen bu notlar bizim aynı sınıftaki arkadaşlarımızla yarışımızın bir sonucu.
Ve bir öğrenci isterse 4,00 (%100) ile mezun olsa bile bu not onun bilgi düzeyinin tam olduğunu göstermiyor.
Bizi doktor eden birbirimizle kıyaslanmamız değil bilgi düzeyimiz.
Hayata korkularla bakmamızın nedeni de bu bilgi düzeyimizin tam olmamasına rağmen bizi sahaya süren Eğitim sistemimiz.
Çünkü bilgi düzeyimizin getirdiği öz güvensizlik ve korkular yüzünden psikolojik stresimizi kendimiz üretiyoruz.
Khan AKADEMİ'nin dediği gibi tam öğrenme, Ustalaşarak Öğrenme dediğimiz bir eğitim sistemimiz olsaydı;
TUS Sınavı uzmanlık için değil sahada pratisyen hekimlik yapma yetkimiz için şu anki formatıyla tüm mezun doktorlara zorunlu olurdu.
Ve uzmanlık için ise sadece uzman olmak istediğimiz branşın Sorularıyla asistanlığa kabul edilirdik.
Yani biz eğitimi mevcut sistemle geriden takip ediyoruz.
Bal Peteği Eğitim Projesinde de anlatıldığı gibi süreye değil bilgiye dayalı bir eğitim sistemimiz gerçekten öğrenciyi yetiştirmeyi hedef alsaydı biz şu an korkularımızdan Ziyede öz güvenimizle terminolojiyi düzeltmekle uğraşıyor olurduk.
Ve geleceği sezen arkadaşlarda takdir eder ki:
Khan AKADEMİ ve Bal Peteği Eğitim Sistemi'nin birleşmesiyle;
Bilgi denen en pahalı şey öğrencilere ücretsiz verilseydi eski çağ kapanır ve yeni bir çağ başlardı...
Tıp Fakültesindeki yıllarımda İstanbul Fatihte otobüsten yolda yatan bir insan gördüm.
İnşaatın olduğu kaldırımda yatıyordu.
Düşmüştür belki diyerek omurganın stabilizasyonunu muhafaza etmek için indim otobüsten fakat ben durumu kontrol altına almaya çalışana kadar vatandaşlar ellerinden ve ayaklarından tutup bir vatandaşın arabasıyla hastaneye götürmeye başlamıştı.
Ben inşaattan düştüğünü zannederek onların bu yaptığının yanlış olduğunu ve benim bir doktor olduğumu söyledim.
Onlarda madem doktorsun bin taksiye beraber götürelim dedi ve bindim.
Hastanın gözleri açıldı ve şuurunu kontrol etmek için kimsiniz dedim.
O da sanane dedi.
Dedim MaşaAllah şuuru çok iyi.
Adam yaşlıydı.
Hangi hastaneye götürelim derken amcanın benim fakülteden bir Ortopedi Profesörünün babası olduğunu öğrendim.
Bu hikayeden çıkarılacak ders:
Halk olarak cehaletten topyekün kurtulmazsak kendi öğretmediğimiz bilginin Cezasını belkide en başta Öğretmeyenler çekicektir...
Gerçekten yaşadığım bir olaydır bu...
Sözün özü:
Boynuz kulağı geçmeyen bir yerde eğitimden söz edilemez...
Emek vererek okuduğunuz için minnettarım...
Hiç bir Meslekdaşımın bilgisizlik yüzünden kendisini ezdirmek zorunda kalmayacağı bir düzen istiyorum.
Öncelikle bildiklerinizi unutup sizi olması gereken hakkında düşünmenize yönlendireceğimi belirtmek isterim:
Tıp Fakültesinden 2,63 diploma notuyla mezun olmuş bir Doktorum.
Bu not benim bilgi düzeyimi belirten bir not olsaydı %65 de denk gelirdi ve %35 bilgiyi hiç öğrenememiş olduğumu ifade ederdi.
Peki gerçek bu mu?
Hepinizin bildiği gibi gerçekler daha acı:
Çünkü çan eğrisiyle bize verilen bu notlar bizim aynı sınıftaki arkadaşlarımızla yarışımızın bir sonucu.
Ve bir öğrenci isterse 4,00 (%100) ile mezun olsa bile bu not onun bilgi düzeyinin tam olduğunu göstermiyor.
Bizi doktor eden birbirimizle kıyaslanmamız değil bilgi düzeyimiz.
Hayata korkularla bakmamızın nedeni de bu bilgi düzeyimizin tam olmamasına rağmen bizi sahaya süren Eğitim sistemimiz.
Çünkü bilgi düzeyimizin getirdiği öz güvensizlik ve korkular yüzünden psikolojik stresimizi kendimiz üretiyoruz.
Khan AKADEMİ'nin dediği gibi tam öğrenme, Ustalaşarak Öğrenme dediğimiz bir eğitim sistemimiz olsaydı;
TUS Sınavı uzmanlık için değil sahada pratisyen hekimlik yapma yetkimiz için şu anki formatıyla tüm mezun doktorlara zorunlu olurdu.
Ve uzmanlık için ise sadece uzman olmak istediğimiz branşın Sorularıyla asistanlığa kabul edilirdik.
Yani biz eğitimi mevcut sistemle geriden takip ediyoruz.
Bal Peteği Eğitim Projesinde de anlatıldığı gibi süreye değil bilgiye dayalı bir eğitim sistemimiz gerçekten öğrenciyi yetiştirmeyi hedef alsaydı biz şu an korkularımızdan Ziyede öz güvenimizle terminolojiyi düzeltmekle uğraşıyor olurduk.
Ve geleceği sezen arkadaşlarda takdir eder ki:
Khan AKADEMİ ve Bal Peteği Eğitim Sistemi'nin birleşmesiyle;
Bilgi denen en pahalı şey öğrencilere ücretsiz verilseydi eski çağ kapanır ve yeni bir çağ başlardı...
Tıp Fakültesindeki yıllarımda İstanbul Fatihte otobüsten yolda yatan bir insan gördüm.
İnşaatın olduğu kaldırımda yatıyordu.
Düşmüştür belki diyerek omurganın stabilizasyonunu muhafaza etmek için indim otobüsten fakat ben durumu kontrol altına almaya çalışana kadar vatandaşlar ellerinden ve ayaklarından tutup bir vatandaşın arabasıyla hastaneye götürmeye başlamıştı.
Ben inşaattan düştüğünü zannederek onların bu yaptığının yanlış olduğunu ve benim bir doktor olduğumu söyledim.
Onlarda madem doktorsun bin taksiye beraber götürelim dedi ve bindim.
Hastanın gözleri açıldı ve şuurunu kontrol etmek için kimsiniz dedim.
O da sanane dedi.
Dedim MaşaAllah şuuru çok iyi.
Adam yaşlıydı.
Hangi hastaneye götürelim derken amcanın benim fakülteden bir Ortopedi Profesörünün babası olduğunu öğrendim.
Bu hikayeden çıkarılacak ders:
Halk olarak cehaletten topyekün kurtulmazsak kendi öğretmediğimiz bilginin Cezasını belkide en başta Öğretmeyenler çekicektir...
Gerçekten yaşadığım bir olaydır bu...
Sözün özü:
Boynuz kulağı geçmeyen bir yerde eğitimden söz edilemez...
Emek vererek okuduğunuz için minnettarım...
Hakikat İspatlanabilir Olan Değildir;
Hakikat Kaçınılmaz Olandır...
Hakikat Kaçınılmaz Olandır...
ŞU allahın belası evin kontratının dolmasını artık
Beğendiğim dubleks villa nın tutulmamasını artık komşu rezilliği yaşamamak istiyorum
Beğendiğim dubleks villa nın tutulmamasını artık komşu rezilliği yaşamamak istiyorum