Kaldirim kenarlarindaki yapraklarini dokmus ince agac dallarinin gozumu cikartacagina dair fobim var
Bir dönem yağmurlu havalarda hareketli kaldırım taşı fobim vardı hocam onu hatırlattı.Okaliptus. yazdı: ↑19.02.2021 - 11:42:37Kaldirim kenarlarindaki yapraklarini dokmus ince agac dallarinin gozumu cikartacagina dair fobim var
Yıllar önce sözlükte yazardım. Elbette anonim takılıyor, kimseyle konuşmuyor, meslekle ve kişilerle ilgili şeyler yazmamaya dikkat ediyordum. Sadece düşünceler ve duygular. Sonra bir akşam nöbetteyken o zamanlar çok yakın olduğum şimdilerde bihaber olduğum dostumdan mesaj geldi “x nickli kişi sen misin?”, kaç bin kişi arasından nasıl buldun sen beni ya. Üstelik nasıl anladın benim ben olduğumu düşünceleri eşliğinde, hayır ben değilim saçmalama diye cevap yazdım. Ertesi gün tüm yazdıklarımı ve hesabımı sildim, “evet o bendim” demek gibi bir şey oldu zaten bu. (Sadece benim yapacağım türden aptallıklar vol.176193). Sonra zaten kendisine de söyledim o bendim diye.
Bir zaman sonra yeniden yazmak ihtiyacı hissedip yeni bir hesap açtım. O dönem hayatımda olan insan bana yazdığı bir blog sayfasından bahsetmişti. Okumuyordum aslında ama gönlü olsun diye başlıklara bakıyordum hiç değilse. Sonra bana sordu böyle bir sayfam olup olmadığını. Sözlük hesabımdan bahsettim nickimi söyledim. Okuyor haliyle. Ama pişman oldum söylediğime oraya bir cümle yazmışım onun hesabı soruluyor, onunla paylaşmadığım şeyler sorgulanıyor falan. Hesabımı sildim yeniden. Ve artık hiç yazmıyorum. Yazsam da eşime söylerim ancak. Nikah olmadan asla
Gelelim en can alıcı kısmı, bu eski sevgili de sözlükte hesap açmıştı tabii. Orda bana giydiriyor ayrıldıktan sonra görüyorum. Görmezden geliyorum. Ama bu defa taktik değiştirmiş. Benim geçmişte yazdıklarımı yazıyor birebir. Gördükçe sinir oluyorum, (burda bile intihal olur mu ya?) ama onu ciddiye aldığımı düşünmesin diye neden beni kopyalıyorsun diyemiyorum haliyle. Birkaç haftada bir aklıma geldiğinde tüm yazdıklarını eksiliyorum.
Bu kadar okuyup sabredenler için ana tema, içinizi döktüğünüz yerleri göstermeyin insanlara.
Bir zaman sonra yeniden yazmak ihtiyacı hissedip yeni bir hesap açtım. O dönem hayatımda olan insan bana yazdığı bir blog sayfasından bahsetmişti. Okumuyordum aslında ama gönlü olsun diye başlıklara bakıyordum hiç değilse. Sonra bana sordu böyle bir sayfam olup olmadığını. Sözlük hesabımdan bahsettim nickimi söyledim. Okuyor haliyle. Ama pişman oldum söylediğime oraya bir cümle yazmışım onun hesabı soruluyor, onunla paylaşmadığım şeyler sorgulanıyor falan. Hesabımı sildim yeniden. Ve artık hiç yazmıyorum. Yazsam da eşime söylerim ancak. Nikah olmadan asla

Gelelim en can alıcı kısmı, bu eski sevgili de sözlükte hesap açmıştı tabii. Orda bana giydiriyor ayrıldıktan sonra görüyorum. Görmezden geliyorum. Ama bu defa taktik değiştirmiş. Benim geçmişte yazdıklarımı yazıyor birebir. Gördükçe sinir oluyorum, (burda bile intihal olur mu ya?) ama onu ciddiye aldığımı düşünmesin diye neden beni kopyalıyorsun diyemiyorum haliyle. Birkaç haftada bir aklıma geldiğinde tüm yazdıklarını eksiliyorum.
Bu kadar okuyup sabredenler için ana tema, içinizi döktüğünüz yerleri göstermeyin insanlara.
Fransızca... seni öğreneceğim! Paris, seni yeneceğim!!!
Dedi ve forumdan bir güzele gönlünü kaptırdıMoonAndBack yazdı: ↑19.02.2021 - 16:21:09Yıllar önce sözlükte yazardım. Elbette anonim takılıyor, kimseyle konuşmuyor, meslekle ve kişilerle ilgili şeyler yazmamaya dikkat ediyordum. Sadece düşünceler ve duygular. Sonra bir akşam nöbetteyken o zamanlar çok yakın olduğum şimdilerde bihaber olduğum dostumdan mesaj geldi “x nickli kişi sen misin?”, kaç bin kişi arasından nasıl buldun sen beni ya. Üstelik nasıl anladın benim ben olduğumu düşünceleri eşliğinde, hayır ben değilim saçmalama diye cevap yazdım. Ertesi gün tüm yazdıklarımı ve hesabımı sildim, “evet o bendim” demek gibi bir şey oldu zaten bu. (Sadece benim yapacağım türden aptallıklar vol.176193). Sonra zaten kendisine de söyledim o bendim diye.
Bir zaman sonra yeniden yazmak ihtiyacı hissedip yeni bir hesap açtım. O dönem hayatımda olan insan bana yazdığı bir blog sayfasından bahsetmişti. Okumuyordum aslında ama gönlü olsun diye başlıklara bakıyordum hiç değilse. Sonra bana sordu böyle bir sayfam olup olmadığını. Sözlük hesabımdan bahsettim nickimi söyledim. Okuyor haliyle. Ama pişman oldum söylediğime oraya bir cümle yazmışım onun hesabı soruluyor, onunla paylaşmadığım şeyler sorgulanıyor falan. Hesabımı sildim yeniden. Ve artık hiç yazmıyorum. Yazsam da eşime söylerim ancak. Nikah olmadan asla![]()
Gelelim en can alıcı kısmı, bu eski sevgili de sözlükte hesap açmıştı tabii. Orda bana giydiriyor ayrıldıktan sonra görüyorum. Görmezden geliyorum. Ama bu defa taktik değiştirmiş. Benim geçmişte yazdıklarımı yazıyor birebir. Gördükçe sinir oluyorum, (burda bile intihal olur mu ya?) ama onu ciddiye aldığımı düşünmesin diye neden beni kopyalıyorsun diyemiyorum haliyle. Birkaç haftada bir aklıma geldiğinde tüm yazdıklarını eksiliyorum.
Bu kadar okuyup sabredenler için ana tema, içinizi döktüğünüz yerleri göstermeyin insanlara.


Elimden geleni yapmamışım, üzgünüm
Millet eşinin nişanlısının tayinini falan soruyor ya özeniyorum ya. Paralel evrende ne hayatlar yaşanıyor.
onun yerine cimere eş durumu kaldırılsın da yazabilirsinizMoonAndBack yazdı: ↑21.02.2021 - 17:35:37Millet eşinin nişanlısının tayinini falan soruyor ya özeniyorum ya. Paralel evrende ne hayatlar yaşanıyor.

Yuva yıkanın yuvası olmaz hocamsaatonbirbucuk yazdı: ↑21.02.2021 - 17:42:09onun yerine cimere eş durumu kaldırılsın da yazabilirsinizMoonAndBack yazdı: ↑21.02.2021 - 17:35:37Millet eşinin nişanlısının tayinini falan soruyor ya özeniyorum ya. Paralel evrende ne hayatlar yaşanıyor.![]()

cimerle eş durumu da kalkmaz hocamMoonAndBack yazdı: ↑21.02.2021 - 17:43:45Yuva yıkanın yuvası olmaz hocamsaatonbirbucuk yazdı: ↑21.02.2021 - 17:42:09onun yerine cimere eş durumu kaldırılsın da yazabilirsinizMoonAndBack yazdı: ↑21.02.2021 - 17:35:37Millet eşinin nişanlısının tayinini falan soruyor ya özeniyorum ya. Paralel evrende ne hayatlar yaşanıyor.![]()
![]()
